CÜNEYT TİRYAKİ'DEN FLAŞ AÇIKLAMALAR!..

AFJET Afyonspor Teknik Direktörü Cüneyt Tiryaki, Gazeteniz Kocatepe'ye AFJET Afyonspor'la ilgili bilinmeyenleri anlattı.

CÜNEYT TİRYAKİ'DEN FLAŞ AÇIKLAMALAR!..

AFJET Afyonspor Teknik Direktörü Cüneyt Tiryaki, Gazeteniz Kocatepe'ye AFJET Afyonspor'la ilgili bilinmeyenleri anlattı.

CÜNEYT TİRYAKİ'DEN FLAŞ AÇIKLAMALAR!..
18 Aralık 2015 - 15:05

AFJET Afyonspor Teknik Direktörü Cüneyt Tiryaki, Gazeteniz Kocatepe'ye AFJET Afyonspor'la ilgili bilinmeyenleri anlattı. Afyonspor ailesinin nasıl oluştuğunu, Afyonspor'da en çok neye sevindiğini, 0-0'la biten maçların devre arasında soyunma odasında neler yaşandığını Gazeteniz Kocatepe'ye anlatan Tiryaki, her maçın sonunda enerji ve yüksek kondisyonla maçları kazandıklarını aktardı



AFJET Afyonspor Teknik Direktörü Cüneyt Tiryaki, Afyonspor'un bilinmeyenlerini Gazeteniz Kocatepe'ye anlattı. Tiryaki, Afyonspor'la nasıl anlaştığını, Afyonspor'a futbolcularını nasıl seçtiğini, Afyonspor'un nasıl aile şekline geldiğini ve en çok neye sevindiğini sizin için hazırladığımız röportajda anlattı. İşte o röportaj: 
“ORDUSPOR'DA 
ÇOK DA MEMNUN DEĞİLDİM”
Kocatepe: Size AFJET Afyonspor adına ilk teklif Cevat Macit'ten mi Afyonspor Yönetimi'nden mi geldi?
Tiryaki: Afyonspor'la ilk olarak Cevat Macit anlaşmıştı. Cevat Macit ligin bitmesine zannedersem 2 ay kala AFJET Afyonspor'la anlaşmıştı. Bu bağlamda da benim devam eden bir görevim vardı. 2017'ye kadar da sözleşmem vardı. Kendisi bana 'sezon sonu itibarıyla seninle çalışmak istiyoruz, düşünür müsün' diye sorduğunda ben de düşünmek için bir süre istedim. İşte hedeflerinden bahsetti kulübün, yapabileceklerimizden bahsetti. Hedefin üst ligler olduğundan bahsetti, sonra ben de bu düşündüğüm süre zarfında Orduspor'da da işlerin iyi gitmediği bir döneme denk gelmişti. Çok da mutlu olduğum söylenemez orada hani, işler umduğumuz gibi gitmedi. Kendime de mesleki anlamda bir çıkış yeri arıyordum. Bu çıkış yerinin de AFJET Afyonspor olacağına kanaat getirdim ve hedeflerimize ulaşabileceğime kanaat getirdim. Bu bağlamda da teklifine 'evet' dedim.
“AFYONSPOR'UN 
HEDEFLERİ BENİ ÇEKTİ”
Kocatepe: Sizi özellikle AFJET Afyonspor'a çeken cezbedici bir durum var mıydı?
Tiryaki: Teknik adamlıkta tabii ki benim de ideallerim var. Ben kendimi şöyle adlandırıyorum. Ben meslek hayatımda daha emekleme dönemindeyim. Tabii ki ayağa kalkacağımız dönemler olacak, koşmaya başlayacağımız dönemler olacak. Tabii ki bu hedeflerimize AFJET Afyonspor'la beraber ulaşabileceğimize kanaat getirdim biz AFJET Afyonspor'la kısa bir dönem için bir anlaşma yapmadık. Zaten takımı da oluştururken bu kriterleri de göz önüne aldık. Uzun hedefler koyduk. Bu uzun hedefler doğrultusunda başarı kaçınılmaz, başarı olmadığı zaman bu işler planlandığı gibi gitmez. Bu planlama içinde de muvaffak olacağımızı düşündük. Bu yapı içinde de çok büyük aşama kaydedeceğim, mesleki anlamda da bana çok büyük bir mesafe kat ettireceği için anlaşmaya vardık. Burada görev almayı kendi isteğimle kabul ettim. 
“OYUNCULARIMIZI 
KENDİMİZ BELİRLEDİK”
Kocatepe: Oyuncuların transferinde özel girişimlerimiz oldu mu? 
Tiryaki: Biz takımımızı sezon başı itibarıyla 24 kişi oluşturduk. Bu 24 kişiyi oluştururken kesinlikle hiç kimseyi araya sokup da bu illa bize gelsin veya bir oyuncuyu yalanlarla dolanlarla kulübümüze kazandıralım gibi bir yol izlemedik. Tamamen Cevat Hocam'la bir planlama yaptık. Yaptığımız bu planlama zarfında da oyuncularımızın son performanslarını yerinde görmek adına gidip son ikişer üçer müsabakalarını izledik. Bu anlamda da Cevat Macit, çok efor ve çok emek sarf etmiştir. Onun zamanı daha geniş olduğu için çok uzak yerlere genelde o gitti. Ama bütün oyuncularımızı kendi gözümüzle izleyerek zaten bizim listemizde olan oyunculardı. Oyuncuları takip ediyorduk zaten ve oyunculara teklifimizi Cevat hoca yaptı. Biz bölgelerimizi belirledik, x bir bölgeye oyuncuları yazdık. Birinci öncelikli, ikinci öncelikli, üçüncü öncelikli ve dördüncü öncelikli olmak üzere tabii ki birinci öncelikli oyuncuların peşine düştük. Bunları kulübün imkanları açtığı sürede Cevat Macit Hocamız kulübü çok sıkıntıya sokmadan belki başka kulüplerin çok daha fazla maliyetle getireceği oyuncuları çok altında fiyata doğru bir dille kulübümüze kazandırdı. Kulübümüzün transfer politikası buydu yani. Hiçbir oyuncuda da zorlanmadık. 
“OYUNCULARDA BUNU 
GÖZ ÖNÜNE ALMIŞTIR”
Kocatepe: Transferde, geçen sezon AFJET Afyonspor'un izlediği sistem işinize yaradı mı? 
Tiryaki: Şimdi ben geçen sene AFJET Afyonspor'un ne kadar vaadini getirip getirmediğini bilmiyorum ama kulübün içine geldikten sonra geçen oynayan oyuncuların çok memnun olduğunu kulübün taahhütlerini zamanında yerine getirdiğini öğrendim. Tabii oyuncu için bu da tercih sebebidir. Mutlaka oyuncular da bunu göz önüne almıştır. Oyuncular birbirlerini tanırlar her ligde. Mutlaka birbirlerinden telkini almışlardır. Kulübün taahhütlerini zamanında yerine getirmesinin bize de mutlaka transferde faydası olmuştur.
“AİLE OLMAK, BENİ EN ÇOK 
SEVİNDİREN OLAYLARDAN BİRİYDİ”
Kocatepe: Sizi en çok sevindiren olay neydi?
Tiryaki: Hafta başından bu yana takımla görüşemedik. Hafta sonu oynayacağımız Yunusemre'nin hafta içinde maçını izledim. Çarşamba günü oyuncularımla bir araya geldim. Konyaaltı maçında elde ettikleri galibiyetten dolayı onları tebrik ettim. Bir şeyin altını çizdim. Beni en çok sevindiren olaylardan biri de bu oldu. biz çok iyi bir takım olduk. Bir aile ortamı yarattık. Benim istediğim arzu ettiğim en baştan beri buydu. Takım olgusunu yaşamaktı ve bu bağlamda da çok başarılı olduğumuzu bu müsabakayla birlikte gördük. Nedenini de size açıklayayım. Şimdi bizim müsabakaya iki gün kala Mirlan Murzaev'in ailevi bir problemi oldu. Büyük bir problemdi. Mirlan üzerinde büyük etki yarattı. Bu anlamda da biz Mirlan'a gerekli psikolojik desteği verdik. Kendisine izin verebiliriz, gidebilirsin dedik. Kendisi de bu kadar emek verdiğimiz bir şeyin içinde olmak istedi. Pazar günü de Konyaaltı maçında süre verdik görev aldı. Takım arkadaşları da Mirlan'a destek oldu ve yardımcı oldu. Tabiri caizse arkadaşlık kardeşlik kötü günde belli olur denir ya bu anlamda ben çok mutlu oldum. İkinci bir somut örnekte şunu söyleyebilirim. Aynı maçta 42. dakikada penaltı kazandık. Penaltıyı da takımımızın değerli oyuncularından Murat kaçırmasına rağmen onu bütün takım sarıp sarmaladı. Yani olaya takılmaması gerektiğini söylediler. Bunları gördük hepimiz. Bir de bizim özel alanlarımız var, soyunma odası bir de bizim burada yaşadıklarımız var. Benim gözümle gördüğüm kulağımla duyduğum. Bunların hepsini bir araya getirdiğimiz zaman takım olgusunu yakaladığımızın gerçek somutluklarını yaşadık. Ben bu takım olma olgusunu defalarca yaşadım. Benim bir takım içinde asla kahramanım olmaz. Benim aynı zamanda yakan da olmaz. Biz kazanıyorsak birlikte kazanmışızdır, kaybediyorsak da birlikte kaybetmişizdir. Takım olarak, yönetim olarak, seyirci olarak, basın olarak bu bütünün parçaları bunları birbirinden ayıramayız. Ben takım olarak sahada kaybediyorsam basın olarak sen de kaybediyorsundur. Yönetim yönetim olarak kaybediyordur. Çünkü herkes zamanından yapması gereken işlerden fedakarlık ederek kaybediyor. Kaybeden sadece oyuncu olmuyor. Kaybedince hep beraber kaybediyoruz. 10 maçlık periyota baktığımız zaman bu başarıyı hep beraber yakaladık. Bunda da herkesin payı vardır. 
“BİZİM EN GÜÇLÜ ÖZELLİĞİMİZ DE FİZİKSEL ÖZELLİĞİMİZ”
Kocatepe: İlk yarısı 0-0'la biten maçlarda soyunma odasında oyunculara özel bir şeyler söylediniz mi?
Tiryaki: Hayır hayır, kesinlikle öyle bir şey olmadı. Biz müsabakaya nasıl hazırlanırız. Müsabakaya öncelikle rakibimizi bir önceki haftadan rakibimizi izlettiriyoruz. Nihat hocamız, fırsatım varsa ben kendim giderek rakipleri izliyoruz. Rakibimizi izledikten sonra oyuncularımızı etkili veya etkisiz oldukları yönlerde bilgilendiriyoruz. Ondan sonra rakibinin etkisiz olduğu yerlerde biz neler yapabiliriz üzerinden bir plan geliştiriyoruz. Ben plan yapmayı seven ve yaptığı planı uygulamayı seven bir adamım. Plan üzerinden dallara ayırırsak yeni planlar üretiyoruz. A, B, C, D planları gibi, mesela kapanan bir takımsa kanatlardan mı yüklenebiliriz. Yoksa merkez savunmasında ağır oyuncular varsa hata yapan oyuncular varsa merkez savunmasına baskı mı yapalım. Veyahutta oyunu kendi alanımıza döküp kontra atağa mı çıkalım gibi bu şekilde her müsabakaya hazırlanıyoruz. Bu saydığımız müsabakalara da biz o şekilde hazırlandık ama şimdi bazen rakipler bize karşı hiç beklenen oyunu sergilemiyor. En son oynadığımız Konyaaltı maçı gibi. Konyaaltı'nı hem Nihat Hocam izledi, hem ben kendim Cevat Hocam'la birlikte giderek izledik. Hafta arası erteleme maçında. Konyaaltı bizim burada oynadığımız Konyaaltı'ndan çok farklı bir takımdı. Hatta ben o zaman bu hafta Konyaaltı'yla bu hafta kim oynayacaksa çok şanslıdır dedim. O hafta sonu da Konyaaltı Serik'le oynadı ve 6-0 mağlup oldu. Fizik olarak çok kötü görünüyorlardı. Defansla orta saha arasında çok büyük boşluklar vardı, çok rahat yenilecek bir takım görüntüleri vardı. Hafta sonu da beni yanıltmadılar zaten. Belki kırmızı kartların da etkisi vardır bilemiyorum. Şimdi burada da bize karşı oynayan bir Konyaaltı vardı. Çok farklı oynayan iki takım görüntüsü vardı. Alanını iyi kapatan, kontraya çok iyi çıkan müsabakanın hiç bir alanında pes etmeyen oyundan vazgeçmeyen öyle bir Konyaaltı izledik. Biz de zaten rakibimize çıkarız 5 atarız, 10 atarız zihniyetiyle hazırlanmadık. Biz önemli bir müsabaka oynayacak gibi hazırlandık, bizim için zaten çok zor bir müsabaka oldu. O zorluğun altından oyuncularımız da kalkmasını bildi. Bizim en güçlü özelliğimiz de fiziksel özelliğimiz. Biz Temmuz'dan beri çok yoğun çalışıyoruz. Bu çalışmaların teknik kısmında kondisyoner Yasin Hoca'nın, yardımcım Nihat Hoca'nın Kaleci Antrenörümüz Muharrem Hoca'nın çok büyük etkileri vardır. Yaptığımız planlamaları biz uygulamanın çok büyük karşılığını alıyoruz. Bizim oyuncularımız bazen 60'dan sonra da çözebiliyor. Rakip takımın enerjisi bize belli bir süreden sonra yetmiyor. O bizim için çok büyük bir güç oluyor. Fizik olarak ne kadar iyi olduğumuzu bu hafta bir daha gördük. 50. dakikadan sonra rakip neredeyse havlu atma noktasına geliyor. Hemen hemen her nokta da böyle oluyor. Bu da bizim için müsabakayı kazanmak için artı bir avantaj yani. Her zaman yıldız oyuncularınızla kazanamazsınız, her zaman ikiye bir verkaçlarla veya bir frikik golüyle kazanamazsınız. Bir gün kötü giden bir müsabakayı bir savunma oyuncunuz çıkar, bir kenar ortaya çıkar en yüksek kafayı vurur maç kazanırsınız. Bir kötü giden müsabakayı hiç beklenmedik bir anda topukla gol atar kazanırsınız. Futbol ondan dolayı çok güzel bir oyundur. Yani sonucunu kestiremiyorsunuz. Ne olacağını bilemiyorsunuz, doğaçlama oynanıyor yani. Her şey anlık, senin o ana fizik olarak vücut olarak hazır olacaksın ki reaksiyon göstermen lazım. Çok şükür benim oyuncularım geriye dönük 10 haftadır kazanan ve bu müsabakalara ne kadar hazır olduklarını gösterdiler. Ama yeterli midir dersen ben hala yeterli görmüyorum. Rakibimizi 90 dakikada bölüm bölüm değil de uzun süreli baskı altına almak istiyoruz. Bunda da sebepler var. Şimdi biz sezona çok erken başladık. Bu birlik ve beraberliği sağlayalım diye 20 Temmuz'da başlayacağız. Süreç uzadı, BAL'ın ne zaman başlayacağı belli olmadı ve bizim beklediğimiz tarihin uzağında bir sürede başladı. Oyuncularım çok fazla hazırlık maçı yaptı. Çok fazla antrenman yaptı ve sıkıldılar. Devamında lig başladı ve bayram tatili yaptık. 15 gün öyle ara tam maç yaptık, bay geçtik 15 gün öyle ara oldu. Tam maç yaptık Ankara'daki saldırı oldu, orada ölenlere de Allah'tan rahmet diliyorum. Arka arkaya 5. 6. haftaya kadar 15 günde bir müsabaka oynadık. Bunun da sonucunda bizim devamlılık olarak sıkıntılarımız oldu ve zorlandık. Ama ne zaman ki arka arkaya maçlar oynamaya başladık, Eskişehir Demirspor müsabakası ve devamındaki maçlarda saha skorlarımız ve oyun kalitemiz her geçen gün daha fazla artmaya başladı. İşte bu sıkıntılar bizi zorladı. 
“SONUÇTA MUTLAK GALİP
GELEN OLMAK ZORUNDAYIZ”
Kocatepe: Salih Başkan'la yaptığımız röportajda Konyaaltı maçında önceki bir iki maç hariç maçları diken üzerinde izledim. Demek ki isteyince oynayabiliyoruz dedi. Sizin buna yorumunuz ne olur?
Tiryaki: Şimdi sevgili Başkanımız Salih bey bu tür söylemlerini bize de söylemişti. Bizim başkanımızdır, kendisini saygıyla dinleriz, temennilerini veya önerilerini dikkate alırız. Dediğim gibi, hava şartlarından olur, zaman zaman başka şeyler olur, oyuncular istediğiniz performansı sergileyemeyebilir göze hoş gelen futbol oynayamayabilir bu olağan bir şeydir. Ama burada tamamen önemli olan bir şey vardır ve odak noktamız bu olmalıdır. Biz o gün müsabakada tamamen şartlar ne olursa olsun, sonuçta mutlak galip gelen olmak zorundayız. Biz bir Pursaklar deplasmanı oynadık mesela, o gün o müsabakayı kazanmak kolay olmadı. O gün gerçekten çok zor şartlar altında oynadık. Sahanın her tarafı açık rüzgar alıyor, saha çok küçük, hakem aleyhimize kararlar veriyor, lehimize çalmadığı düdükler var, 10 kişi kaldık ama oyuncularım bu zorluk altında bile benim onlara söylediğim şeyi çok iyi gösterdiler. Bizim sonuç almamız lazım, bizim rakibimiz Pursaklar değil. 1-0 da olsa bu tür müsabakaları kazanarak geride bırakmak lazım. Ne oldu o günde çok şükür, oyuncularım bunun da altından kalktı. Onun için bazen Başkanımız veya yönetimden başka biri oynadığımız oyundan memnun olmayabilir ama biz istediğimize ulaşmışsak doğru yoldayızdır. Müsabaka bitiş düdüğü çalındığı zaman tabelada eğer biz üstünlük sağlamışsak biz o haftayı karlı kapatmışızdır ve hedefe devam ediyoruz demektir.
“MACİT'İN BU AÇIKLAMASININ 
ALTINA İMZAMI ATARIM”
Kocatepe: Cevat Macit'le yaptığımız röportajda taraftarlara söylediği 40-45 dakika önce gelin oyuncuları motive edin, buna her futbolcunun ihtiyacı var dedi. Siz taraftarlara ne söylemek istersiniz?
Tiryaki: Cevat Macit'in bu açıklamasının altına ben bir kere imzamı atarım. Çok güzel ifade etmiş. Ben de üzerine katkı yaparak şunları söyleyebilirim takımın teknik adamı olarak bunu cani gönülden arzu ediyorum. Çünkü benim takımım geçen seneki takımlarının elit oyuncuları. Geçen senenin milli oyuncusu var, milli olmaya aday oyuncusu var, şampiyonluk yaşamış oyuncu var, şampiyonluğu son maçta kaçırmış oyuncu var. Kendi takımlarının elit oyuncuları olduğu için seyirciye de alışkın oyuncular. Seyirciyle birlikte, enerjisi ve öz güveni daha da artan oyuncular ki bizim burada oynadığımız iki tane müsabaka vardı, Turan ve Eskişehir Demir müsabakası zannedersem. Şimdi o müsabakalarda enerjimiz çok yüksek değildi. Fakat burada bir Bucak Belediye Oğuzhan maçı oynadık, arkasına son maç, benim sporcularımın seyirciyle birleştiği zaman enerjileri daha yüksek oluyor, öz güvenleri daha yüksek oluyor. Çok daha keyif veren bir oyun oynuyorlar. Aynı zaman kendimden örnek veriyorum. Oyuna etki eden oranlar vardır, seyirci de bu oranlarda en yüksek orana sahip olanlardan biridir. Seyircinin müsabakaya yarım saat önce gelip ısınma döneminde oyuncuyu tribüne çağırması bence de çok güzel olur ve görseli de çok güzel olur. Şöyle de bir şey söyleyeyim, hani ben Afyonspor camiasına biraz bilgi sahibiyim. Tribün kültürü olan da bir şehir. Daha önce Bank Asya gibi bir ligde oynayan bir Afyonspor, 94-95 yada 95-96 sezonu ben o zaman Orduspor'da oynuyorum, ben buraya gelip müsabaka oynadım. Dolu tribünler önünde oynadım. Tribün kültürünü bilen bir şehir. Tribünde benim bildiğim Grup AFYOK var, 03 Gençlik var, bunlar her ilde olan şeyler değil. Ne zaman takımı ateşleyeceğini bilen, ne zaman hakeme baskı kuracağını bilen, rakibi baskı altına alan, takıma enerjisini doğru yönde yansıtan bunların hepsini bilen bir taraftarımız var. Her halde gözden kaçırdılar, bildiklerine eminim, müsabakaya yarım saat önce gelerek bizim için diyorum. Cevat Macit'in söylediklerinin altına imzamı atarım. Taraftarların Türkiye'nin her yerinde özelliği aynıdır. Taraftarlar başarıyla doğru orantıya sahiptir. Takımımız ne kadar başarıya doğru gidiyorsa taraftar da o kadar sizi destekler ve yanınızda olur. Her geçen gün taraftar sayımız artıyor. O tribünler mutlaka bir iki müsabaka sonra dolacaktır. Adım gibi eminim. Ben biliyorum çünkü o stada dola oynadım çünkü. Taraftarlarımız yanımızda olsun, her zaman onların desteğine ihtiyacımız var. 
“KULÜBÜMÜZDE HİYERARŞİK
BİR YAPININ İŞLEDİĞİ ÇOK
GÜZEL SİSTEM VAR”
Kocatepe: Özel olarak söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Tiryaki: Şimdi öncelikle kulübümüzün işleyişiyle ilgili memnuniyetimi dile getireyim. Şu anda kulübümüzde hiyerarşik bir yapının işlediği çok güzel sistem var. Sayın Başkanımız Salih Sel'den en aşağıdaki malzemecimiz, masörümüze kadar çok güzel bir işleyişimiz var. Herkes kendi alanında görev ve sorumluluklarını yerine getiriyor ve yerine getirdiği için biz 10 haftada başarıyı yakaladık. Kulübümüz Türkiye'deki sayı kulüpler arasında yerini almaya hak ediyor. Sebeplerine gelince çoğu kulüp bu hiyerarşik yapıyı doğru sistematik bir şekilde kuramadığı için sıkıntılar çekiyor. Ama biz çok şükür bu yapıyı burada oluşturduk. Burada emeği geçenlere teşekkür ederim. Bu burada teknik direktörün iyi çalışmasını sağlıyor. Herkesin görev ve sorumluluk alanında kendini geliştirmesine ehil olmasını sağlıyor. Bu anlamda yönetim kurulumuza teşekkür ediyoruz. Onlar da bize güvendiler, onların güvenini de biz bu güne kadar boş çıkarmadığımız için şükrediyoruz. İdari işler Cevat Macit'in elinde, ona da sizin aracılığınız ile teşekkür ederim. Onunla uzun yıllardır beraberiz. Kendisi hem oyuncum olmuştur, hem arkadaşım olmuştur, hem aynı ekipte yardımcım olmuştur o da bizim rahat çalışma ortamımıza yardımcı oldu. Bizim tamamen enerjimizi tükettiğimiz alan yeşil alan. Kocatepe Gazetesi Spor Servisi olarak hepinize çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Bizimle yaptığınız gibi oyuncularımızla da röportaj yaparak oyuncularımızı da Afyon camiasına tanıtmanızı istiyorum. Eğer bunları yaparsanız memnun olurum.

Ali Fuat GÜÇLÜER'in Röportajı


Kocatepe: Sayın Hocam Cüneyt Tiryaki Kimdir?
Cüneyt Tiryaki: Ben 1972 Ordu doğumluyum. Yaklaşık 15 profesyonel futbol hayatım oldu. Bu sürede de 5 defa Allah bana şampiyon olmayı nasip etti. Yaklaşık 7 yıldır da antrenör olarak görev almaktayım. Alanyaspor'da, Adana Demirspor'da Hüseyin Özcan'ın yardımcı hocalığını yaptım. Bingelspor ve Ünyespor'da BAL'da teknik sorumluluk yaptım. Geçen yılda Orduspor'da sezona U-21 alt yapı koordinatörü olarak başladım. Aynı zamanda U-21 sorumlusuydum. Ama geçen sezon Orduspor'da beklenmedik gelişmeler oluştu. Hoca gidiş gelişlerinde Orduspor'da takımın teknik sorumluluğunu yaptım. İkinci yarıdan itibarende yine Hüseyin Özcan geldi takımın başına. Onun yardımcılığını yaptım. Sezon başından bu yana da AFJET Afyonspor'da görev yapıyorum.

YORUMLAR

  • 0 Yorum