HEDEFİ OLAN BİR TAKIMA GELDİM, HEDEF BSL!..

TBL'de şampiyonluk mücadelesi verecek olan temsilcimiz Afyon Belediyespor'un koçu Can Sevim, Basketfaul Editörü Ece Ergez'e konuştu.

HEDEFİ OLAN BİR TAKIMA GELDİM, HEDEF BSL!..

TBL'de şampiyonluk mücadelesi verecek olan temsilcimiz Afyon Belediyespor'un koçu Can Sevim, Basketfaul Editörü Ece Ergez'e konuştu.

HEDEFİ OLAN BİR TAKIMA GELDİM, HEDEF BSL!..
23 Temmuz 2017 - 20:05

TBL'de şampiyonluk mücadelesi verecek olan temsilcimiz Afyon Belediyespor'un koçu Can Sevim, Basketfaul Editörü Ece Ergez'e konuştu.   İşte basketfaul.com da yayınlanan o söyleşi..    Can Sevim ismini belki de çoğu kişi geçtiğimiz sezon TED Kolejliler’in baş antrenörü olunca duymuş olabilir ama kendisi yaklaşık 15 senedir bu işin içinde. Trabzonspor’un ve TED Kolejliler’in üst lige yükseldiği sene yardımcı antrenörlerdendi. Bu sezon gerçek performansını göstermek istediği için TBL’nin en iddialı ekiplerinden biri olan Afyon Belediye’nin başında izleyeceğiz. Hedefin BSL olduğu ve bir çok yatırımın yapıldığı böylesi düzenli işleyen bir kulüpte istediği performansı ortaya koyacağına hem fikirim.   Kendisiyle yeni sezon çalışmaları başlamadan yeni takımı, kendi transfer süreci ve daha birçok önemli konuda samimi cevaplar verdiği bir röportaj gerçekleştirdik.   Geçen sezonki kulubünüz TED Kolejliler ile yaşanan bu sıkıntılar sebebiyle istediğiniz performansı gösteremediğinizden dolayı teklifi kabul ettiğiniz için sonrasında hiç pişmanlık duydunuz mu?   Ben TED Kolejliler ile 26 Mayıs'ta anlaşmıştım. Anlaştığım zamanda bu şekilde bir sıkıntı yoktu. O zaman Rönesans takımımızın sponsoruydu. Benim anlaştığım tarihte bizim ciddi bir bütçemiz olacağı söylenmekteydi ama Ağustos ayına geldiğimiz zaman yaşanan sıkıntılardan dolayı sponsorumuz çekildi. Çekildikten sonra da bir şekilde devam etmek zorunda kaldık.Bunlar ağustosun ortasında yaşanmıştı. O sırada başka bir şey yapabilme şansım ne yazık ki yoktu. O yüzden pişman olunacak bir durumda olmadı. Çünkü anlaştığım şartlar ile gelinen şartlar çok farklı noktadaydı. Evet istediğim performansı kesinlikle sergileyemedim. Çünkü istediğimiz gibi bir takım kuramadık.Biz sezona çok az kala 4 yabancı getirerek başladık ve kadromuzdaki yerliler de hiç BSL tecrübesi olmayan ve bu seviyesinin çok altında olan yerlilerdi.   TED'DE BİR AVERAJ YABANCI FİYATINA KADRO KURDUK   Size göre geçen sezon TED Kolejlier’deki başarısızlığının en temel sebebi neydi?   Bütçe olmaması; yani BSL kalitesini yansıtacak düzeyde oyuncuya sahip olamamamızdı. Bizim geçen yılki takım bütçemiz, diğer takımlardaki herhangi bir yabancının yıllık kazandığı paradan daha düşüktü ve bunu söylerken yüksek bütçeli takımlardan bahsetmiyorum. Aklınıza gelebilecek herhangi bir takım. Örneğin düşen Best Balıkesir’den herhangi bir yabancı oyuncu seçin. Kazandığı miktar bizim tüm takımın bütçesinden daha fazlaydı.Bu şartlarda diğer takımlarla mücadele etme şansımız zaten yok gibi bir şeydi.   BENİM İÇİN DOĞU TERCİH AFYON Afyon Belediye SK’ye gelmenizdeki en büyük etken neydi?   Afyon Belediye, çok hedefli takım. BSL hedefiyle yola çıkan bir takım.Tercih etmemdeki en büyük sebep; hedef doğrultusunda uygun kadroyu kurmak için ellerinden gelen tüm fedakarlığı yapıp, tüm kaynakları yeterli bir şekilde kullanıp bu hedefe doğru yürüyor olmaları.Geçen yıldan sonra özellikle hedefli bir takımda olmak istedim. Hangi ligde olursa olsun bir hedef doğrultusunda yola çıkılabilecek bir takımda olmayı gerçekten çok istedim.Kendi yapabileceklerimi göstermek açısından da çok istedim.TED Kolejliler’de kalmamı da istediler; ama Afyon Belediye ile TED Kolejliler’in hedefleri farklı olduğu için tabii ki burayı tercih etmek benim için daha doğru bir tercih oldu.   2012-13 sezonunda Cömert Küce ile Trabzonspor’da birlikteydiniz ve Trabzonspor şampiyon olarak BSL’ye yükselmişti. Bu sezon da aynı başarıyı bekleyebilir miyiz?   Ben Trabzonspor’a da geç katılmıştım. Aralık ayında katılmıştım; ama ondan sonra Genel Menajerimiz Cömert Küce ile çok uyumlu bir çalışma sergiledik. O sezon birbirimizle aynı şekilde düşünebildiğimizi, aynı şekilde olaylara baktığımızı ve birbirimizi çok iyi anlayabildiğimizi fark ettik. Ondan sonra da hiçbir şekilde iletişimimiz kopmadı. O seneyi de gerçekten çok başarılı geçirerek şampiyon olup üst lige çıkmıştık. Bu yıl da tekrar beraberiz ve yine tek hedef üst lige çıkmak. Şuanda da çok uyumlu ve çok düzgün bir şekilde beraber çalışıyoruz. Burada gerçekten bir aile ortamı var. Bunun da kesinlikle hem takıma hem lige çıkma hedeflerimize doğrudan etki edeceğini düşünüyorum.   ÖNCELİĞİMİZ TAKIM SAVUNMASI Transferlerinizi tamamladınız mı? Afyon Belediye bu sezon nasıl bir kadro kurdu?   Öncelikle Afyon Belediye’nin bu sene çok savaşçı ve mücadeleci bir kadro kurduğunu söyleyebilirim. Bizim elimizde zaten kontratları devam eden 4 tane çok değerli yerli oyuncumuz olan Serkan Menteşe, Hadi Özdemir, İbrahim Yıldırım ve Ogün Sevinç mevcuttu. Onlarla beraber yerli oyuncu transferinde Alper Özcan, Altan Erol, Canberk Cevit, Cevher Özer ve Talat Altunbey’i takımımıza kattık ve bir de 2 yabancı transferi yaptık.İtalya şampiyonu Reyer’den Jamelle Haggins ile Almanya 1. Lig sayı kralı Marcos Knight’ı takımımıza kattık.   Bu takım kesinlikle çok iyi savunma yapacak ve sahada çok sert olacak. En baştaki hedefimiz takım savunması. Hem bireysel savunma da hem takım savunmasında çok iyi bir performans göstermek istiyoruz. Her top için çok savaşmak, çok mücadele etmek istiyoruz.Tüm oyuncularımın neyi, nasıl ve ne şekilde yapabildiklerini biliyorum. Onlara uygun bir hücum düzenini şuanda hazırlıyoruz. Sezon başladığı andan itibaren bunu takıma bir an önce yerleştirmeye çalışacağız. Bu arada uzun pozisyonuna bir yerli transfer daha yapacağız ve transferleri de bu şekilde kapatacağız.   Afyon Belediye çalışmalara ne zaman başlayacak? Hazırlık takvimi belli oldu mu?   1 Ağustos tarihinde takım olarak toplanıyoruz. Sağlık kontrolleri ve sözleşme işlemlerinin tamamlanmasının ardından 4 Ağustos’ta takım olarak çalışmalara başlıyoruz. 12 Ağustos’ta Fenerbahçe Topuk Yaylası Tesisleri’nde 11 günlük bir kampa gireceğiz. 29-30 Ağustos’ta Afyon’da Zafer Kupası düzenliyoruz. Yalova Belediyesi ve Karesispor turnuvaya katılacak diğer takımlar. 7-9 Eylül’de ise İzmir/Bergama’da Düzce Belediyesi, Türk Telekom ve Petkimspor ile Bergama Turnuvası’na katılacağız. Sonra Federasyon Kupası ile lige hazır bir hale gelmiş olacağız.   YENİ SALONDA OYNAYACAĞIZ Yeni salonunuzdaki çalışmalarınız tamamlandı mı?   Yeni salonumuzdaki çalışmalar şuan devam ediyor. Benim de salonu gezme şansım oldu. Gerçekten çok güzel bir salon yapılıyor. Belediye Başkanımız Sayın Buhranettin Çoban, bu işe çok büyük önem veriyor; spora çok büyük destek veriyor. Aynı zamanda tesisleşmeye de önem veriyor. Salonumuzla beraber sporcu konukevinde de şuan çalışmalar devam ediyor.O da büyük ihtimal aynı dönemde bitecek. 3000 kişilik yeni salonumuz sanırım sezon başlamadan tamamlanmış olacak. Biz de yeni sezon da karşılaşmalarımızı orada oynayabileceğiz.   Önceki yıllarda TBL’yi takip edebiliyor muydunuz? Bu lig hakkındaki görüşleriniz nelerdir?   Yaklaşık olarak 15 senedir antrenörlük yapıyorum ve bunun 3 sezonunda TBL’de çalışmıştım. 2 sezonda da üst lige çıkmış kadroların içinde bulundum. Onların içinde olunca ister istemez o devamlılık o takip etme süreci devam ediyor. Çünkü o tadı almış oluyorsunuz. Yukarıdaki basketbolla aşağıdaki basketbol gerçekten farklı. Yerli oyuncu sayısından dolayı da farklı.Orada gerçekten daha sert ve daha mücadeleye dayalı bir basketbol oynanıyor. Orayı yaşadıktan sonra oradan kopmak çok kolay olmuyor.   Biz 2005 senesinde TED Kolejlier’de üst lige çıktığımız sezondan beri ben TBL’yi aynı şekilde takip etmeye devam ediyorum. Bana göre son dönemde özellikle son 3 yılda çok büyük bir değişim geçiriyor. Son 3 yıldaki kalitesi birçok Avrupa liginin kalitesinin üstünde. Burayı BSL’de oynayan yerli oyuncuların tercih etmeye başlaması, yatırımların artması, takımların daha fazla bütçe ayırmaya başlayıp ciddi oluşumlara girmeleri, yabancı transferlerle de yine çok önemli ve kariyerli oyuncuların gelmesiyle kalite inanılmaz artmış durumda. Bence bu yüzden çok daha keyifli. Şuan BSL’den de çok daha keyifli bir lig olduğunu düşünüyorum.   Yani BSL’de yeterli süre alamadığı için TBL’ye gelen yerli oyuncularımız basketbol oynamaya daha aç mı ve daha istekli oluyorlar.   Kesinlikle TBL’yi bu yüzden tercih eden bir çok oyuncu var. BSL’de yıllarca oynamış önemli takımların da kadrolarında bulunmuş birçok oyuncu artık bu yabancı sisteminde oynayamamaktan şikayetçi oldukları için burayı tercih ediyorlar.Bizde de bu durum biraz böyle.Cevher Özer’in bu ligde oynamasının tek sebebi aslında bu durum. Gerçekten sorumluluk almak istemesi, basketbolda kendi üstünden oynanabilecek düzenlerin içinde olmayı istemesi, hedefi olan bir takıma yardımcı olabileceğini düşünmesi. Aynı şekilde Altan Erol ve Alper Özcan için de geçerli.Üst ligde oynayan yerlilerin sürelerinin azalıp,sorumlulukların daha çok yabancı oyuncuya veriliyor olması kendi hoşlarına giden bir durum olmuyor. Bir yerden sonra bu işi yapmaktan zevk alamıyorlar. Sadece para kazanmak için yapılan bir iş oluyor. O yüzden şuanda bu sebeple burayı tercih eden bir çok yerli oyuncu olduğunu düşünüyorum. Eğer yabancı kuralı değişmezse zamanla bunun daha da artacağına eminim.   Bir antrenör gözünden söyleyecek olursanız kulüpsel başarılara rağmen, milli takımda son yıllardaki başarısızlığımızın sebebi size göre nedir?   Son dönemdeki başarısızlığın sebebi yabancı oyuncu kuralına bağlanabilir aslında ama sadece buna bağlanmasının da doğru olduğunu düşünmüyorum. Burada yabancı oyuncu sayısı arttıktan sonra kulüpsel başarılar geldi. Yerli oyuncuların süresi ve sorumlulukları azaldı. Bu da elbette o oyuncuların sezon sonrasında yapılacak milli takımdaki durumlarını doğrudan etkiledi; ama sadece bunun da olmadığını düşünüyorum. Oyuncularda da bir o kadar kabahat olabileceğini düşünüyorum açıkçası. Sadece yabancı oyuncular geldi önümüze geçtiler onlar oynuyor biz oturuyoruz şeklinde olmaması gerekiyor. Mesela Sinan, Cedi, Furkan nasıl bu süreyi alabiliyor, nasıl yabancı oyuncuların önüne geçebiliyor. Eğer Hidayet Türkoğlu, NBA gidip oynadığı zaman oradaki yabancıların önüne geçebildiyse, o zaman şmdilerde ya o derecede iyi oyuncu yetiştiremiyoruz ya da iyi yetiştirdiğimiz oyuncu bir yerden sonra bu mücadeleyi bırakıyor; ama sadece bununla da açıklamamak lazım diye düşünüyorum.   O halde ana sorunu ya oyuncunun kendisinde ya da alt yapı yetersizliği diye özetleyebiliriz.  

Bir çok madde olduğunu düşünüyorum. Alt yapıdan yeterince iyi yetişmiş bir şekilde çıkmadığını, çıkan oyuncuların üst liglere geldiği zaman bir doyuma ulaşmış oldukları ve bir anda maddi olarak çok iyi paralar kazanmaları. 18 yaşında çıkan bir oyuncu 300 bin-500 bin kazanıyor. Bu çocuklar çıktıkları zaman yeterince kuvvetli, fiziksel gelişimleri tamamlanmış ve basketbolları yeterince ilerlemiş noktada olmuyor. Tecrübeleri de yeterli değil ama önlerine 27-30 yaşlarında hem kuvvet olarak hem tecrübe olarak çok daha üst noktada olan yabancılar geliyor. Çocuklar bununla mücadele edemiyorlar ve "bir anda iyi de para kazanıyorum napalım yani,o zaman ben benchte oturup bekleyeyim sıramı. Bir gün bana da sıra gelir" diye bu şekilde eski çalışma tempolarını, hırslarını, inançlarını bırakıyorlar. Belki bu 18-24 yaş arasındaki gençlerimize kaliteli bir şekilde maç yaptırabileceğimiz oluşumlar yaratabilirsek, ciddi süreler vermeyi başarabilirsek ve eğer bunu ligde veremiyorsak başka oluşumlarla beraber vermeyi başarabilirsek belki yetişmelerinin önünü açabiliriz. NCAA’in asıl rolü bu aslında.Amerikalı oyuncular için konuşursak NCAA’de yetişip bize göre daha ön planda gelmelerinin sebebi 22-23 yaşlarına kadar çok ciddi maç yapmaları, çok ciddi rekabet içerisinde devam edebiliyor olmaları. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum