TBL'de mücadele eden temsilcimiz Afyon Belediyespor'un başarılı oyuncusu İbrahim Yıldırım, Basketfaul'den Ece Ergez'e konuştu.

İŞTE O SÖYLEŞİ...

İbrahim Yıldırım, şüphesiz TBL en iyi yerli oyuncularından biri... Banvit alt yapısında yetişen başarılı oyuncu, 9 sezon BSL'de oynadıktan sonra son 2 sezondur TBL'nin favorilerinden Afyon Belediye'de forma giyiyor. Aldığı sürenin hakkını vererek oynayan İbrahim, başarılı performansı kadar mütevaziliği ve karakteriyle de dikkat çekiyor. Biz de kendisiyle Ankara deplasmanı öncesinde bir araya gelerek kariyeri, performansı ve takımı hakkında samimi bir röportaj gerçekleştirdik.

Sen de Banvit altyapısında yetişen oyunculardansın. Böylesine başarılı bir altyapıda yetişmenin sana ne gibi katkıları oldu?

Benim Banvit'te 10 senem geçti. Orada küçük takımdan A takıma kadar bütün seviyelerde oynadım. Banvit'in avantajları bizim için çok fazla oldu. Öncelikle takım olgusunu orada daha iyi anladığımızı düşünüyorum. Kulübün oyunculara olan desteği çok önemli. Bizi eğitim anlamında olsun basketbol anlamında olsun her konuda destekliyorlar. Bu yüzden ben orada yetişmiş olmaktan mutluyum. Zaten Banvit'te yetişip başarılı bir kariyere sahip olan birçok da oyuncu var.

TBL'de en çok süre alan ve aynı zamanda en çok üçlük kaydeden yerlilerin başında geliyorsun. Performansınla ilgili neler söylemek istersin?

Genel olarak şuta dayalı bir oyun tarzım var. Burada da bunun yükselmesinin temel sebebi daha fazla süre bulmamdan kaynaklanıyor. Dolayısıyla daha fazla sorumluluk alıyorsunuz ve böyle oldukça bir ritme girebiliyorsunuz. Oynayarak bazı şeyleri geliştirebiliyorsunuz. Şuan oynayıp süre alarak iyi bir dönem geçirdiğim için formda olduğumu söyleyebilirim.

Hem BSL de hem de TBL de şanssız sakatlıklar yaşadın. Sakatlıkları atlatarak bu kadar iyi ritme girmeyi nasıl başardın?

En başında bir ritme girebilmek için oynamak geliyor. Ama burada sağlık ekibiyle beraber koçların da önemi büyük oluyor. Geri dönüşte size güvenip desteklemeleri sizin için çok önemli. Sakatlıklardan dönüşler gerçekten hiç kolay olmuyor. Neyse ki ben şuana kadar çok ağır sakatlıklar yaşamadım. Bu sezonda da henüz bir sakatlık başıma gelmedi; umarım gelmez de. Şimdilik benim için herşey yolunda gidiyor diyebilirim.

Geçen sezon belki de ev sahibi avantajına sahip olmadığınız için Bursa ile olan çeyrek final play-off serisini 3-2 kaybettiniz. Bu seneki hedefiniz nedir? Play-off’a kalırken ev sahibini avantajına sahip olmaya artık daha mı dikkat edeceksiniz?

Bu seneki hedefimiz, hayalimiz ve herkesin istediği ligi 1. bitirerek direkt BSL ye çıkmak. Ama böyle olmayıp da play-off kalırsak elbette ev sahibi avantajını elimize almak istiyoruz. Çünkü ne olursa olsun play-off’larda, özellikle sertlik anlamında daha farklı bir basketbol oynanıyor ve bu durum da taraftar desteğinin önemini biraz daha arttırıyor.

Geçen sezonla kıyasladığımızda bu sezon senin, Serkan (Menteşe), Hadi (Özdemir), ve Ogün (Sevinç) dışında yepyeni bir Afyon var diyebiliriz. Takım uyumunu kısa sürede sağlamayı nasıl başardınız? Koç'un bu aşamada nasıl bir etkisi oldu?

Tabii Koç’un da etkisi oluyor. Koç’umuzun takımdaki arkadaşlığı ilerletmemiz için bizi rahat bıraktığı dönemler oluyor; ama bir yandan da burada daha önce aynı takımda oynamış olan oyuncular da var. İşte bu durumların da etkisiyle bir şekilde o kimyayı yakaladık. Benim en sevindiğim şey ise çok karakterli yabancı oyunculara sahip olmamız. Takım içinde de öyle bir gruplaşma veya farklı şeyler yok; kimyamız gayet oturmuş durumda ve birbirimizle çok iyi anlaşıyoruz. Bunu hep böyle söylerler ama ben gerçekten içtenlikle söylüyorum.

Geçen sezon da favoriler arasındaydınız ama bir anda koç değişikliği olsun diğer sebepler olsun size aşağı çeken sebepler olmuştu. Sen o dönem hakkında neler söylemek istersin? Sizi aşağı çeken sana göre ana bir sebep var mıydı ; yoksa hepsinin etkisi oldu mu? Şuana baktığımızda herşey yolunda gidiyor diyebilir miyiz?

Koç tabii ki etkili oluyor; ama biz geçen sezon çok iniş çıkışlar yaşadık. Çok iyi maçlar kazanırken bir yandan da çok kötü maçlar kaybettik. Bir de son dönemde sakatlıklarımız olmuştu. Yabancı oyuncumuzla da bir türlü o kimyayı tutturamadık. Yani bir çok şey birleşti. Tek birşeye bağlamak zor oluyor; ufak ufak bu bütün sebepler birleşti diyebiliriz.

Bu sezon şuana denk herhangi bir problem yaşamadık. Aslında sezona da kötü başlamıştık. İlk maçı (Antalyaspor) kaybettik onun öncesinde Federasyon Kupası'ndan elendik ama bir şekilde toparlamasını bildik.  6 maçlık galibiyet serisi bizim için çok önemliydi.

Lige dediğin gibi Antalya mağlubiyeti ile iyi başlamamış olsanız da Bahçeşehir(d), Selçuklu ve Bursa(d) gibi önemli rakiplerinizi peş peşe yenerek BSL’nin hem kağıt üstünde hem de sahada favorilerimden biri olduğunu gösterdiniz. İlk devrenin sonunda galibiyet sayısıyla ilgili hedefiniz var mı?

O söylediğiniz dörtlü maç haftasıydı ve sonunda da Türk Telekom’la oynamıştık. Orası bizim için çok önemliydi. İlk devrenin en zor dönemiydi ve orayı dediğiniz gibi iyi geçtik. Şimdi ise 8 tane daha çok önemli maçımız var. Tabii ki buradaki hedef bütün maçları kazanmak; ama sahada herşey olabiliyor. Açıkçası ben takımlar arası büyük bir seviye farklılığı olduğunu düşünmüyorum. Herkes herkes yenebiliyor. Bizim hedefimiz ise kazanabildiğimiz kadar galibiyet alabilmek.

Bu sezonki rakipleriniz hakkında neler söylemek istersin? En yakın rakiplerinizden Türk Telekom beklentileri boşa çıkarmazken, Bahçeşehir'de sıkıntılı günler yaşanıyor ve bir de sürpriz bir çıkış yakalayan Selçuklu Belediyesi var.

Türk Telekom'un durumu zaten ortada; kayıpsız bir şekilde yollarına devam ediyorlar. Bahçeşehir’in yaşadığı bu şanssızlık tabi onlar için kötü; ama rakip olarak bizim için bir avantaj. Yani bizim bunu bir avantaja çevirmemiz lazım. Evlerinde bizim galibiyet almamız da çok önemliydi. Selçuklu ise çok geç kuruldu ve buna rağmen çok iyi basketbol oynayan çok iyi takım olmuşlar. Orada oynayan arkadaşlarımızla konuştuğumuzda da kendilerine hep bunu söylüyoruz. Bu takımlar arasından net bir favori olarak birini gösteremem ama rakiplerimiz arasında kendimizi açıkçası iyi bir yerde gördüğümü söyleyebilirim.

TBL’de yayının sürekli bir şekilde sağlanamıyor oluşu hakkında sen bir oyuncu olarak neler söylemek istersin?

Burada güzel bir basktetbol oynanıyor ve takip eden sayısı da az değil. Bir de bizim yakınlarımız, ailelerimiz her maça gelemiyorlar; TV’den de olsa onların bizi izlemek istiyorlar. Bu sıkıntının giderilmemesi bu yüzden bizleri üzüyor. Bir de son haftalarda canlı istatistiklerde de sıkıntı yaşanması bu yayın eksikliğin üstüne kötü oldu diyebilirim. Bu yayın durumu umarım kısa sürede düzeltilir.

TBL hakkında ne düşünüyorsun? Bazı oyuncuların kasti bir sertlikle rakibine yaklaşması hakkında neler söylemek istersin ? Senin hiç başına geldi mi ?

Gerçekten dediğiniz gibi sert bir lig. Fiziksel olarak ciddi bir zorluğu var. Ben kasti olarak sertliğe başvurmayı ve bunun gibi şeyleri sevmiyorum. Benim şuana kadar başıma gelmedi; ama eğer yapılırsa ben daha çok sakince uyararak konuşmayı tercih ederim. Çünkü maç anında nabzınız 200 atarken çok net kararlar veremiyorsunuz. Geçen sene takım olarak böyle bir durum başımıza gelmişti. Eski oyuncumuz Miha Zupan, Bursaspor maçında rakibine dirsek atmış. Tabii biz bunu daha sonra izlediğimizde gördük. Hatta kendisi bu sebeple ceza da almıştı. Daha çok yabancı oyuncuların kendini daha çok gösterebilmek için bu yönteme başvurduklarını düşünüyorum.

Fikstürün bu yoğunluğunda zor da olsa takip etmeye çalıştığını bir basketbol ligi var mı veya takip ettiğin başka bir spor dalı var mı?

Hafta sonları BSL'yi bizim de maçımız olduğu için takip edemiyorum; ama hafta içi Euroleague, Eurocup maçlarını takip etmeye çalışıyorum. Onun dışında takip ettiğim başka bir spor dalı yok.

Gerçekten TBL’nin en etkili 6 adamlarından birisi olan taraftarlarınız hakkında neler söylemek istersin?

Afyon küçük bir şehir. Burada bizimle birlikte futbol takımı ve 1. lig de voleybol takımı da var. Bu üçünün de olması şehirdeki insanlar için bir sosyal aktivite oluyor ve insanlar bizi gerçekten severek destekliyorlar. Saha dışında da aynı şekilde destek ve ilgileri devam ediyor. Daha önemli maçlarımızda oturacak yer olmuyor. Ben kendilerinin bizi aynı şekilde desteklemeye devam etmelerini istiyorum. Böyle olduğu sürece işin sonunda birlikte hedefimize ulaşarak mutlu olacağımızı düşünüyorum.