AFYON BELEDİYESPOR'DA HEDEFLERİM BÜYÜK

Türkiye Basketbol Ligi ekiplerinden Afyon Belediyespor’un başantrenörü Mehmet Kabaran, sezon sonunda ekibini Süper Lig’de görmek istiyor.

AFYON BELEDİYESPOR'DA HEDEFLERİM BÜYÜK

Türkiye Basketbol Ligi ekiplerinden Afyon Belediyespor’un başantrenörü Mehmet Kabaran, sezon sonunda ekibini Süper Lig’de görmek istiyor.

AFYON BELEDİYESPOR'DA HEDEFLERİM BÜYÜK
21 Ekim 2016 - 23:53

Türkiye Basketbol Ligi ekiplerinden Afyon Belediyespor’un başantrenörü Mehmet Kabaran, sezon sonunda ekibini Süper Lig’de görmek istiyor.
(Röportajı TBF TV üzerinden izlemek için tıklayınız.)

Türkiye Basketbol Ligi ekiplerinden Afyon Belediyespor’un başantrenörü Mehmet Kabaran, sezon sonunda ekibini Süper Lig’de görmek istiyor.

Geride kalan sezonun ortasında takımı çalıştırmaya başlayan ve bu sene yola kendi kurduğu kadro ile devam eden Mehmet Kabaran, ekibinin sahip olduğu özelliklerden kendi kariyerine dek birçok konuda sorularımızı içtenlikle yanıtladı. Lig sezonu öncesinde gerçekleşen Federasyon Kupası maçlarında grubundan çıkarak finallere kalan Afyon Belediyespor, lig maratonunda ise dört maçta üç galibiyete ulaştı.

-2016 – 2017 sezonunun Afyon Belediyespor takımını neleri göz önüne alarak oluşturdunuz?
Mehmet Kabaran: Benim bu sene takımı Süper Lig’e ulaştırmak ile alakalı bir hayalim var ve bu hayalin gerçekleşmesinde inancın en önemli unsur olduğunu düşünüyorum. İnandıklarımı gerçekleştirmem için de bana güvenen insanlarla yola çıkmanın şart olduğunu biliyordum. Takıma dâhil ettiğim bütün sporcular hem karakterine hem de oyunculuklarına saygı duyduğum insanlar. Daha önce de birçoğu ile beraber çalışmıştım zaten. Takımımızı bu düşüncelerle oluşturduk.

“Kaybetse de Mücadele Ederek Kaybetmiş Bir Takım Görmek İstiyorum”

-İlk resmi maçlarda, yani Federasyon Kupası müsabakalarında sahada nasıl bir takım gördünüz?

Mehmet Kabaran: Ben detaylara fazlası ile önem veriyorum. Takıma bu detaycılığı aşılamak da belli bir zaman alıyor. Bir sistemin oturması adına vakte ihtiyaç vardır. Biz Federasyon Kupası maçları öncesi hazırlık dönemimizde belli bir seviyeye geldik ama benim istediğim noktada değildik. İlk üç maçımız kazanmamız gereken maçlardı ve galibiyete ulaşırken sıkıntı yaşamadık. Son iki maçımızda ise bizden daha hazır takımlar ile mücadele ettik. Eskişehir ve Bursa ekiplerinin bizden fazla hazırlanarak turnuvaya gelmiş olduklarını fark ettik. Zaten Bursaspor ile öncesinde de bir hazırlık maçında karşılaşmıştık ve farklı bir mağlubiyet almıştık. Öbür yandan Federasyon Kupası maçlarındaki kötü oyunumuzun ve mağlubiyetlerimizin sebepleri de var… Amerikalı oyun kurucumuzun aramıza geç katılmış olması sonucu geç kurduğumuz bir düzen vardı, kaybedilen iki maçta da kendisinin hasta olması bu geç kurulan düzenin iyice bozulmasına neden oldu. Bunu bahane olarak sunmuyorum, yaşadığımız bir sıkıntıdan bahsediyorum. İlk üç maç çalışmalarımızın karşılığını alırken son iki maç istediğimiz basketbolu oynayamadık ve iyi mücadele vermedik. Ben, kaybetse de mücadele ederek kaybetmiş bir takım görmek istiyorum sahada. Bu kulağa klasik bir söz gibi gelebilir ama böyle olması gerekir. Neticede hedefleri olan bir takımız, mücadele etmeme lüksümüz yok. 

KABARAN ROP (2)

-Lig mesaisine ise biri evvelinde iki kere mağlup olduğunuz Bursaspor karşısında olmak üzere galibiyetler ile başladınız…
Mehmet Kabaran: Lig başladıktan sonra Federasyon Kupası müsabakalarından çıkardığımız dersleri iyi kullandığımızı düşünüyorum. Üç eksikle gittiğimiz bir Pertevniyal maçı var. Belki Pertevniyal takımının hedefleri bizim kadar yüksek olmayabilir ama biz de üç oyuncumuzdan mahrum gitmiştik o deplasmana. Zor bir maçtı bana göre ve yara almadan, iyi basketbol oynayarak çıktık oradan. Ardından bahsettiğin gibi hem hazırlık maçında hem kupada yenildiğimiz Bursaspor’u mağlup ettik.  Kendi evimizde üstün bir oyun sergileyerek aldık o galibiyeti. Özellikle Bursaspor karşısındaki oyun bana Federasyon Kupası karşılaşmalarının takım üzerindeki olumlu etkisini gösterdi. 

“Ekibi Oluştururken Tek Bir Oyuncuya Bağlı Kalmamak Adına Kararlıydım”

-Takımınızın şu andaki durumunu değerlendirmek adına düşünürken İbrahim Yıldırım’ın sakatlığına gidiyor aklım. Kendisinin durumunu sizden öğrenebilir miyiz?

Mehmet Kabaran: Bu soruya da cevap vermeden önce takımı kurarken aklımda olan bazı şeylerden bahsetmem gerekiyor. Ekibi oluştururken tek bir oyuncuya bağlı kalmamak adına kararlıydım.  Ne bir yabancı oyuncu öne çıksın, ne bir tecrübeli Türk oyuncu. Herkesin rolleri belli olsun ama takım hiçbir isime bağımlı olmasın istedim. İbrahim Yıldırım bizim için çok önemli bir oyuncu ve takımımızda olmalı. Onun yokluğu bizim adımıza bir handikap, ama maç kaybetmemiz için bir neden asla olamaz. Takımımız sahada kim olursa olsun her zaman kazanmaya oynayacaktır. Sahadaki oyuncu sorumluluğu üstlenir ve bize maçı kazandırmak için elinden geleni yapar. Bu açıdan hiçbir soru işareti yok kafamda. İbrahim’in duruma gelelim… O konuda bence bizim de hatalarımız oldu. İtiraf etmem gerekir ki on gün kadar zaman kaybettik. İyileştirebiliriz zannettik, sakatlığın bizim çabalarımız ile geçebileceğini düşündük ama bu mümkün olmadı. Şimdi Ankara’da tedavi görüyor, bir hafta içerisinde aramıza dönmesini umuyoruz. Ciddi bir sakatlığı yok ama tam hazır halde dönmesini istiyoruz…

“Başarının Anahtarı Son Saniyeye Kadar Direnmek, Mücadele Etmek”

-Geride kalan sezonun yarısından bu zamana takımla berabersiniz. Bu yıl nelerin değişmesini istersiniz? Sizce Afyon Belediyespor geçen sezondan farklı neler yapmalı hedeflerine ulaşmak adına?

Mehmet Kabaran: Afyon Belediyespor, yeni bir kulüp. Dört yıllık bir geçmişi var toplamda ve her sene üzerine koyarak çok da iyi yerlere geldi. Bu sene hedefimizi Süper Lig’e çıkmak olarak koyduk. Elimizde bulunan oyunculara bakarak bunun gerçekçi de bir hedef olduğunu söyleyebilirim. Tabii, üst lige çıkacağız deyip çıkmak mümkün değil. Bunun için çok büyük bir emek gerekiyor. TBL, gerçekten çok güçlü rakiplerin olduğu bir lig. Başarıya ulaşabilecek sekiz – on takım olduğunu düşünüyorum. Net bir favori gösteremiyoruz. Geçen sene TOFAŞ gibi bir takım vardı ki şampiyonluğun favorisiydi. Bu sezon öyle bir ekibe işaret edemiyoruz. Kâğıt üstündeki kadroların zaten hiçbir önemi olmuyor, ne kadar başarılı, kaliteli oyuncuları bir araya getirdiğin pek bir şey ifade etmiyor. Burada başarının anahtarı son saniyeye kadar direnmek, mücadele etmek... Savaşmadan hiçbir maç kazanılmıyor. Hedefleri bizden daha alt seviyede olan bir takımla mücadele edecekken de sahaya galibiyet garantiymiş gibi çıkılmasını hiçbir zaman kabul etmem. Mental dayanıklılık azami önem taşıyor. Lig çok uzun bir maraton ve normal sezonun sonu, yani play off dönemi her şeyden önemli olacak. Bu yüzden zihinsel olarak sağlam kalabilen ekip arzu ettiği noktaya ulaşabilecektir. 

KABARAN ROP (1)

“Orçun Tunca’yı Daha Önce Tanımış Olmak İsterdim”

- Kadronuzu ilk gördüğümde daha önce TBL’den Süper Lig’e takım taşımış oyuncuların çoğunlukta olduğu dikkatimi çekti. Bu özelliğe sahip isimleri özellikle mi bir araya getirdiniz yoksa denk mi geldi?

Mehmet Kabaran: Daha önce de söylediğim gibi, bir takımı belli bir noktaya taşımak için çok iyi oyuncuları bir araya getirmek yetmiyor. Önemli olan antrenörün sporcuları doğru yönetebilmesi. Takımın kuralları olmalı ve bu kurallar en genç oyuncudan en deneyimli oyuncuya kadar eşit olarak uygulanabilmeli. Daha önce Süper Lig’e takım çıkaran oyuncuların bir araya gelmesi ise tesadüf oldu. Özellikle Best Balıkesir’den daha çok oyuncu aldık gibi görünüyor ama aslında isim isim gittik oyuncu seçiminde. Örneğin Ali Işık’ı basketbola başlatan benim. Kırşehir’de izlemiştim onu. Kendisi Adanalıdır; Adana takımı ile Kırşehir’e gelmişti. Oradan alıp Efes’e getirmiştim… Kardeşimdir Ali benim, iletişimimiz çok kuvvetlidir. Onunla imza atmamın sebeplerinden biri budur. Ogün Sevinç’le Uşak’ta beraber çalışmıştık, o da Best Balıkesir’de oynuyordu. İbrahim Yıldırım da daha önce Uşak’ta beraber çalıştığım, iyi tanıdığım bir oyuncu. Kaptanımız Orçun Tunca, geçen sene benim Afyon’a gelişimden itibaren hep arkamda duran, çok saygı duyduğum bir karaktere sahip bir isim. Keşke daha önce tanısaymışım onu, arkadaşım da olabilirmiş; cidden büyük bir karakter… İlk imzayı da Orçun ile attık. Hem benim inandığım, hem bana inanan oyuncuları bir araya getirmek istedim. Hadi Özdemir’e de parantez açmam gerekiyor.  Yoğurt elde etmek için nasıl süte bir maya katarsınız, bu takımın mayası da Hadi bence. Benim istediğim o savaşçı, mücadeleci, mental dayanıklılığı yüksek yapı Hadi’de var… 

“Kariyerimde Geride Kalan Her Dönem Bende Olumlu Etkiler Bıraktı”

-Erkek basketbolunda şekillenen kariyerinizde kadın basketboluna da emek verdiğiniz bir dönem oldu. Antrenörlük hayatınızda dönüm noktası olarak gösterebileceğiniz neler var?

Mehmet Kabaran: Antrenörlüğe başladığımdan beri çok başarılı koçlarla çalıştım ve hepsinden ayrı ayrı çok şeyler öğrendim. Birçok dönüm noktası gösterebilirim kariyerimde. Darüşşafaka özel bir dönemdi, Efes’ten ayrılmam ve Efes’e geri dönüşüm de önemliydi. Uşak’a gidip oradan ayrılışım var… Kadın basketbolunda çalıştığım dönem apayrı şeyler kattı bana… Aslında her dönemin bitişi yaşanırken kötü bir olay gibi geliyor ama öyle değil. Her kapanan kapı yeni bir yolun başı oluyor. Geride kalan her dönem bende olumlu etkiler, kazanılması gereken tecrübeler bıraktı… Çok üst seviye antrenörler ile çalıştım ve yaşadığım her dönem benim kendimi bir üst seviyeye taşımamı sağladı. 

“Hedeflerim Olduğu Sürece Basketbolun İçinde Kalacağım”

-Antrenörlüğe ne kadar devam etmek istersiniz? Hayatınız boyunca basketbolunda içinde kalmayı arzu eder misiniz?

Mehmet Kabaran: Ben hedefleri olan bir insanım. İstiyorum ki bulunduğum yerde önümde önemli hedefler olsun. Afyon Belediyespor çatısı altında olmaktan ötürü çok memnunum. İstediğimiz oyuncuları alarak, arzu ettiğimiz kadroyu kurduk, o ayrı mesele ama bizim çok da iyi bir belediye başkanımız var. Sporu çok seven, bize destek olan bir belediye başkanımız olması büyük şans... Bir gün inşallah Afyon’a gelip nasıl üst düzey bir tesisleşmemiz olduğunu görürsünüz. Yönetimimiz çok genç ve dinamik; bana da inanıyorlar ve güveniyorlar. Genç olmaları da benim için büyük bir avantaj; beni çok iyi anlayabiliyorlar ve destek veriyorlar. Benim basketboldaki amacım hep hedefi olan bir yapılanmanın içinde olmak. Bir gün görürsem ki önümde artık hedef yok, o zaman artık basketbolun içinde kalmak istemem…

Röportaj: Şansın Tokyay
Kamera: Okan Yalçınkaya
Fotoğraf: Ahmet Tokyay

YORUMLAR

  • 0 Yorum